BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 25.05.2020 | Okunma Sayısı: 949

SON ZAMANLARDA ARTIŞ GÖSTEREN, KENDİNE ZEMİN BULMAYA ÇALIŞAN, HER TÜRLÜ ŞİDDETİ ; TEHDİT, NEFRET ve AYRIMCI DİLİ ; KÖTÜ MUAMELE ve İŞKENCEYİ KINIYOR, YETKİLİLERİ UYARIYORUZ.
TEK ÇARE ; HUKUKA SAYGI, HUKUK DEVLETİ İLKESİ, YARGIYA SAYGI ve YARGI KURUMLARINI GÜÇLENDİRMEKTEN GEÇMEKTEDİR.

İnsanların toplum sözleşmesine göre kurduğu devletler, hukuk kurallarına bağlı kaldığı sürece devlettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de, Anayasamızın 2. Maddesine göre, insan haklarına saygılı bir hukuk devletidir ve öyle kalması da gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, geçmişte uzun yıllar boyunca sistematik hale gelen işkence ve kötü muamele ile mücadele etmek zorunda kalmış olup, Baroların ve Avukatların büyük yardımı ve desteğiyle, bu insanlık suçundan ve ayıbından kurtulmuştu.

Bir müddetten beridir ülkemizde hakim olmaya çalışan kutuplaşma, tehdit ve nefret dili, olması gereken siyasetin ötesine geçen bir kamplaşma, toplumsal gerginlik ve saldırılar; toplumu içinden çıkılmaz bir şiddet, nefret ve kutuplaşma sarmalına doğru götürmektedir. İktidarlara yaranmak ve yamanmak, kirli geçmişlerini örtbas etmek, haksız menfaat ve liyakatsız koltuk kapmaya çalışan herkes, bu kötü yolun kötü yolcuları haline gelmektedir.

Basın, medya ve internet yoluyla daha da katmerlenen, sanki iktidarların koruması altındaymış gibi bir algıyla toplumu ve insanları tehdit eder hale gelen bu şiddet, nefret ve tehdit dili derhal sonlandırılmalı ve bu koruma algısı yok edilmelidir. Bunu sağlayacak olan da, sadece ve sadece, Bağımsız Yargı ve Güçlü Savunmadır.

Siyasi iktidarlar, yargıdan ellerini tamamen çekmeli, yargının yürütmenin emrindeymiş gibi görüntüsüne neden olan her türlü uygulamalar, işlem ve eylemler derhal son bulmalıdır.
Yürütmenin ve idarenin her türlü işlem ve eylemleri, amasız, ancaksız ve fakatsız, yargı denetimine tâbi olmalı; Yargı görüntüsü ve algısı veren kurul, kişi, komisyon ve yargımsı yapılar uygulamasından vazgeçilmelidir.
Hâkim ve Savcı teminatı tam olarak uygulanmalı, yargının bağımsızlığı tam olarak sağlanmalı, Yargı kurumları kendi kendilerini seçmeli ve yönetmelidir.

Insan hak ve özgürlüklerinin koruyucusu, her türlü hukuksuzluk ve şiddetin korkulu rüyası, bağımsız yargının ve savunmanın gür, hür ve özgür sesi, ifade ve düşünce özgürlüğünün savunucusu ve Hukuk devleti ilkesinin teminatı olan Barolar güçlendirilmeli; Baroları, gerçekte ise yukarıda sayılan değer ve ilkeleri hedef alan anlayış, düzenleme ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.

Güvenlik güçlerinin, vatandaşlarımıza karşı aşırı şiddet, kötü muamele ve orantısız güç uygulamasına yol açan şiddet diline son verilmeli, bu tür kişilerin korunmasına, menfur saldırı ve eylemleri meşrulaştırmaya ve hafifletmeye yönelik açıklamalar ve korumacı yöntemler derhal son bulmalıdır. Bekçilerle ilgili yapılan ve yapılacak düzenlemelerde, toplumsal tepki dikkate alınmalı ve hukukilik ilkesine tam olarak uyulmalıdır.

Güvenlik güçlerinin her türlü eylem ve faaliyetlerinin tek meşruluk ölçüsü, sadece ve sadece Hukuktur, Hukuk olmalıdır ve Hukuk olarak kalmalıdır. Bunlar sağlanıp, yerine getirilince, bu menfur anlayış, eylem ve uygulamalar da, kendiliğinden son bulacaktır.

Bütün bu nedenlerle; son zamanlarda ülkemizin farklı yerlerinde ve son günlerde ise Ordu, Tekirdağ-Çorlu ve Istanbul-Kadıköy'de yaşanan aşırı şiddet, orantısız güç ve kötü muameleye yönelik eylemleri ve bunları korumaya yönelik uygulamaları kınıyoruz.

Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki;
Milli birlik ve beraberliğimizin çimentosu, ülkemizde huzur ve güvenin sağlayıcısı, insani ve ahlaki değerlerin ve erdemlerin teminatı, hukuk, adalet, bağımsız yargı ve güçlü savunmadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

#InsanıYaşatkiDevletYaşasın
#SavunmaÖzgürlüktür
#GüçlüBaroGüçlüAvukat
#ŞiddeteHayır
#HukukVarsaDevletVar
#BaroVarsaHakVarYargıVar

Av. Cavit Dursun
Kayseri Barosu Başkanı

ETKİNLİK TAKVİMİ

28.12.2024
AV. MURAT TOLGA ÖZSOY
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.