BARO BAŞKANIMIZIN HSYK TASARISI İLE İLGLİ RÖPORTAJI
Tarih: 10.02.2014 | Okunma Sayısı: 3401
 
BARO BAŞKANIMIZ SAYIN AV.FEVZİ KONAÇ'IN 31.01.2014 TARİHLİ HSYK TASARISI İLE KAYSERİ HABER GAZETESİNE VERMİŞ OLDUĞU RÖPORTAJ.
 
 
 

 

“2010 Referandum süreci, hafızamızda henüz yeni: yargının bağımsızlığı noktasında 2010 referandumundaki en önemli değişiklerden biri,HSYK'nın yapısının daha demokratik hale getirilmesidir. Seçimlerin olduğu, demokratik tercihlerin kullanılabildiği ve bağımsız bir HSYK yapısı noktasında referandumda oylanan maddelerden en önemlisi buydu. Bu anlamda Ak Parti İktidarının yargı bağımsızlığı adına ve referandumdaki içerik noktasında attığı en hayati, en değerli adımlardan birisi, yargının bağımsızlığa kavuşması noktasındaki referandumdaki bu maddelerdi. Aradan 3-4 yıl gibi bir süre geçtikten sonra, yaşanan son günlerdeki olaylar da göz önüne alındığında, referandum sürecinde yakalanan demokratik yapının, yeniden eski haline dönderileceği, yargının bağımsızlığını kaybedeceği, yargının bu manada geçmişteki sıkıntıları yeniden yaşayabileceği, kazanımların kaybedileceği noktasında, yeniden bir HSYK yapılanmasıyla ilgili, tasarının önemli sıkıntılar ve kazanımların kaybedilmesi noktasında riskler getirdiğini  görüyorum.”

          “Tasarı gündeme geldiğinden beri konuyla ilgili, Barolar,Barolar Birliği, hukuk adamları ve bu işe taraf olan hukukla ilgili bir çok kuruluş, konuyla ilgili açıklamalar yaptı. Bir baro başkanı, bir hukukçu olarak ben referandum ile elde edilen bağımsız yargı ile ilgili ümitlerin, tasarıyla  yeniden ortadan kalkacağı endişesini yaşıyorum.Gerekçesi şu, HSYK yapılanması içerisinde; seçimlerin, tercihlerin olduğu genel kurulun kendi iç işleyişi, özellikle yürütmeden ve iktidardan uzak bağımsız olarak karar vereceği bir süreç sağlanmıştı.Bununla ilgili olarak bu kazanımların tasarıda, yeniden genel kurul etkisi ortadan kaldırılarak, yetkilerin Bakana bağlanmasıyla ilgili olarak tasarı da önemli riskler var. Bugün iktidar Ak Parti iktidarıdır, bununla ilgili olarak yapılan değişiklik risk olmaz diye düşünülemez.Yarın ehil olmayan bir başka elde çok önemli riskler taşıyacak, çok önemli sıkıntılar getirecek bir sürece sokabilir yargıyı.Dolayısı ile bu manada tasarıdaki Bakanın yetkisinin bu kadar çok artırılması, yürütmenin yani iktidarın bu kadar yargı üzerinde etkin hala gelmesi, bağımsız yargıyla ilgili olarak geçmişten beri yaşanan hadiselerin yeniden gündeme gelmesini, yeniden ısınmasını temin edebilir korkusu yaşıyorum. Dikkat ederseniz, uluslararası arenada da aslında 2010 referandumu ile kazanılan bu bağımsız yargı algısının ,bu tasarıyla yeniden kaybedileceği ile ilgili olarak önemli sıkıntılar ve eleştriler var. Ben bu iktidarın her ne olursa olsun konjektür gereği bugün yaşadığı sıkıntıdan dolayı, böyle bir alacağı tedbir ile, Türk yargısını yarın birgün bağımsız olmaktan çıkarabilecek önemli riskler taşıdığını görüyorum. Tabi bu açıklamalara hukukçuların bu değerlendirmelerine itibar edilirse, tasarıda önemli değişikliklere gidilmesi lazım, aksi takdirde bağımsız yargıyı ve yargı bağımsız olmak noktasındaki şansı kaybedecektir gibi görüyorum.”

         “ HSYK'nın yapısının değiştirilmesiyle ilgili olarak hükümet uzlaşma noktasında hem bir anayasa değişikliği, hemde yasa üzerinde tartışmak noktasında muhalefetle bir araya gelme noktasında bir girişimde bulundu. Tabi MHP'nin buna yanaşmayışı,CHP'nin bir anayasa değişikliği konusunda, uzlaşma noktasında iktidarla anlaşmamış olması, gelinen noktada meclisten yasayı bir şekilde çıkarması gibi bir yola sevketti. Gördüğüm kadarıyla, Başbakanımızın İran’a giderken yaptığı açıklamasında, öncelikle akademinin yapısıyla ilgili maddelerin oylanacağı, daha sonrada Bekir Bbozdağ’ın açıklamasıyla , tasarının meclisten yerel seçimler öncesi çıkarılacağı ile ilgili ipuçları alıyoruz. Ben bu yapılanmanın doğru olmadığını ,bağımsız yargıya zararlar vereceğini ifade etmiştim biraz önce, yine aynı şeyleri söylüyorum, aynı riskleri taşıyor. Bağımsız yargıyla ilgili olarak 28 şubat süresinde çok acı tablolar yaşamış, bedeller ödemiş bir milletiz, tekrar eski günlere dönülmesi adına bu tasarı önemli riskler taşıyor, ben aklı selimle düşünüp bu tasarının gözden geçirilmesinin doğru olacağını düşünüyorum, özellikle dondurulduğuyla ilgili olarak uluslar arası arenada da HSYK tasarısının dondurulmasıyla ilgili olumlu bir takım eleştiriler geldi.Bunun dikkate alınarak bu yapının özellikle bağımsız yargıya zarar verecek yapının oluşmasına, bu taslağın geçmesinin  sıkıntı vereceğini düşünüyorum.”

          “  Bu yasa büyük ihtimal, iktidar çoğunluğu nedeniyle çıkar, ancak bağımsız yargıyla ilgili önemli handikaplarıda, tartışmalarıda beraberinde getirir. Ben daha önceki programlarda da söylemiştim, 28 şubat dönemine çok acı tanıklık etmiş, yaşamış birisiyim.Genelkurmaya yargı mensuplarının çağırılarak, brife edildiği günleri yaşadık, yargıya nasıl müdahaleler olduğunu ve bağımsız olarak hareket etmediğini, ideolojik ve siyasi kaygılarla yargının nasıl manipüle edildiğini gördük ve yaşadık. Şimdi o gün tasvip etmediğimiz, doğru bulmadığımız, hoş görmediğimiz yapılanmanın, bir başka şey adına; iktidar olsun, başka bir şey adına olsun yeniden aynı şekle dönüştürülmesine sebep olacak bir tasarının meclisten yasalaşarak çıkmasının yargının bağımsızlığına önemli zararlar vereceği bir noktaya sürükleyeceğini görüyorum. Bu manada Adalet Bakanımızı da, Meclisi de uyarmak, bir hukukçu olarak görevimiz bu konuda uyarıyorum.Bugün atılan taşın, yarın neye mal olacağını hesap etmeden atılırsa, oluşacak dalgalardan kim zarar görür bunu hesap etmek lazım.”

         “Ben Cumhurbaşkanımızın, yasa bu haliyle çıkarsa meclisten, önüne gittiğinde bu yasayı imzalamayacağını, böyle bir tavır sergileyeceğini düşünüyorum. Bunu yapmadığı takdirde bağımsız yargı adına Türkiye yeniden riskli ve şaibeli ülkeler arasına girecek gibi geliyor bana. Ben Cumhurbaşkanımızın bunu imzalamayacağı kanaatindeyim. Tasarı yeniden gözden geçirliirse, tüm vatandaşlarımız, hukukçu olmaya gerek yok, bütün yetkinin yürütme ve bakan adına yeniden dizayn edildiğini görecektir. Bu yapılanmanın doğru olmadığını, bağımsız yargının, temelde üç ayaktan en önemli ayak olduğunu biliyor, böyle bir yapılanmanın Türkiye'ye zarar vereceğini düşünüyorum, Cumhumbaşkanımızda tahmin ediyorum imzalamayacaktır.”

  

 

 

ETKİNLİK TAKVİMİ

20.09.2024
AV. ALİ KÖSE
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.